Faber Castell etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Faber Castell etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2023

"Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner"

 


Bu yıl en çok Han Pen Armis 720 ve Moire Red dolmakemlerini kullandım. Daha sonra Lamy Lx, Faber-Castell Grip 2011 ve Hexo da elimden düşmedi. Han Pen kalemlerinin mimarisini seviyorum, yazı yazmak ayrı bir zevk. Faber-Castell Grip 2011 ve Hex'nun uçlarının yumuşaklığı ve her daim göreve hazır olmaları harika.

Beni en çok şaşırtan Lmy Lx oldu. Lamy AL-star'dan bir farkı yoktur diye düşünüp uzak durmuştum fakat yanılmışım, tıpkı saatlerde olduğu gibi çok şık küçük detayların eklenmesi, plastik yerine metal kullanılması kalemi çok değiştirmiş ve daha havalı yapmış. 

Bu yıl yine kesik uçlardan vazgeçemedim. Fakat her zamanki gibi 1.1 mm yerine 1.5 mm uçlara yöneldim. Çok yazmadığım ve bu yıl sürekli not almaya ağırlık verdiğim için 1.5 mm benim için daha iyi oldu. Lamy'nin uç değiştirme sistemi çok pratik. 

Bu yıl küçük bir talihsizlik de yaşadım: Bir etkinlik sırasında önde gelen bir kırtasiye üreticisinin yöneticilerinden birine safiyane bir şekilde başıma ne geleceğini bilmeden uç değiştirme sisteminin getirilmesini ve ürünlerinde farklı uçların da olması gerektiğini söyledim diye terslendim. Hatta düşmanca bir tavır gösterdi ve bu kişi daha da ileri gidip beni teşhir bölümünden uzaklaştırmaya çalıştı. 

Bu kibir, cehalet ve vizyonsuzluk maalesef bazı markaların neden katma değerli ürün yapamadığını da açıkça gösteriyor. Müşterisini azarlayan, talebini dile getirdi diye kovmaya çalışan yöneticilerin "ben yaptım oldu" tavırları çok zararlı bir tavır. Bu nedenle ellerinde her türlü imkan olmasına rağmen bir türlü istenen başarıya ulaşamıyorlar. En doğrusunu ben biliyorum diye bir iddiam yok elbette ama 30 yıldır dolmakalem kullandığım için konuyla ilgili dergi çıkarıp yazılar yazdığım için bu süreçte bazı tecrübeler edindim. Kaldı ki orada sadece bir müşteri olarak değil bir basın mensubu olarak bulunuyordum, yaptığı çok çiğ bir davranıştı. Aradan zaman geçti ama bu tavrı unutamadım.

Bu aşırı egolu yönetici tipini hiç sevmiyorum. Ne yazık ki sayıları çok. Geçenlerde Şeref Oğuz da Ekonomi gazetesindeki köşesinde bu yönetici türünü eleştiriyordu. Yerden göğe haklı

Yönetici olmak sorumluluk, vizyon ve bilgi sahibi olmayı gerektirir. Yönetici kendi alanıyla ilgili ne varsa takip etmelidir, gazete ve dergi okumalıdır. Yönetici işini geliştirmeye çalışmalı ve en önemlisi yeni fikirlere açık olmalıdır. "Yeni fikirlere açık olmalıdır" dedim ama önerilerim 1980'li yıllardan bu yana dünya çapında başarılı olmuş pazarlama-üretim taktikleriydi. Yönetici arkadaş 1960'lardan bir adım öteye gidemediği için bana kötü davranmaya hakkı olduğunu düşünüyordu galiba, oysa o çağ geldi geçti, 60'larda yaşamıyoruz.

Kalemliğime bakıyorum ve önemli kelimenin "güven" olduğunu görüyorum. Bazı kalemlere çok güveniyorum, beni yarı yolda bırakmayacaklarını biliyorum. Bazı kalemlere ise pek güvenemiyorum, kapağını açtığımda acaba yazacak mı sorusu zihnimde beliriyor. Maalesef seri üretim kalemlerin böyle sorunları var.

Son olarak ülkemizin mikro markalarının çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Kalemlerini ve vizyonunu sevdiğim Han Pen'i girişte yazdım. Stüdyo Ağaçkakan, Kilk kalem (en sevdiğim model Epigram muhteşem bir tasarıma sahip) ve Zek gurur duyduğum markalar. Bu markalar ileride çok daha başarılı olacaklar çünkü yöneticileri/çalışanları hem vizyon sahibi hem de işlerini tutkuyla ve çok sevgiyle yapıyorlar.

İyi seneler.

15 Mayıs 2012

'İnsanoğlu kalemden vazgeçemez'

Geçenlerde Posta gazetesinin Cumartesi ekini okurken tam sayfa yapılmış güzel bir röportajla karşılaştım. Ferhan Kaya Poroy, Almanya'ya gidip Faber-Castell'in patronu Anton Wolfgang von Faber-Castell ile konuşmuş.
 
The oldest pencil in the world from the 17th century.
Bilinen en eski kurşunkalemlerden biri (17. yüzyıl)  
 
Almanya'da 1761 yılında Nürnberg yakınlarındaki Stein kasabasında, marangoz Kaspar Faber tarafından üretilen ilk kurşunkalemden bu yana çok uzun zaman geçti. 

Faber-Castell geçtiğimiz yıl 250. yaşını kutladı bile.

Faber-Castell şirketini şimdilerde insanı dehteşe düşüren bir isme sahip Kont Anton Wolfgang Graf von Faber-Castell yönetiyor. Kont, 1978 yılında babası ölünce şirketin yönetimine geçmiş. 

Kont hazretlerinin adı gazetelerin magazin sayfalarını okuyanlara da hiç yabancı gelmeyecektir. Yakın bir tarihte, daha doğrusu 25 Mayıs'ta aileye ait görkemli bir şatoda Melisa Eliyeşil ile Faber-Castell'in veliahtı Charles von Faber Castell evlenecek. (Aslında çift geçen yıl nikah masasına oturmuş ama düğün tarihi bu şekilde ayarlanmış.)

"Peki ama kalemin geleceği ne olacak?"


Herkesin akıllı telefonlarla, tabletler ilgilendiği bir zamanda işte bu önemli sorunun yanıtı öğrenmek istemiş Ferhan Kaya Poroy.

Cevabı da Anton Wolfgang Graf von Faber-Castell'den dinleyelim:
"Evet, teknolojik gelişmelerin insanlar üzerinde etkisi büyük ama kalemden daha fazla değil! İnsanoğlu asla kalem kullanmaktan vazgeçmeyecek. Kalem kişileri, olayları kişiselleştirir, özenin ifadesidir.
Kalemle yazılmış küçük bir notun bile çok kıymetli bir yanı vardır. Her şeyi bilgisayarla yapamayız. Özel notlar, özel mektuplar, davetiyeler, tebrik kartları, bugün yine el yazısıyla yazılıyor. Bu, halen, karşı tarafa saygı göstermek olarak ifade ediliyor.
Yazım gereçlerini kullanmak bir kültürdür, insanları birbirine yakınlaştırır ve daha duygusaldır."

Faber Castell #884 Green Striated

18 Kasım 2010

Yedek kalemin faydaları üzerine

 


Aslında çok yazan birisi değilim, ancak hiç yazmayanlara göre çok yazıyor sayılırım sanki. :) Sabah, evden uzakta bir şeyler karalarken, çok sevdiğim mürdüm eriği renkli dolmakalemimdeki koyu mor Waterman işi mürekkebin sağlıklı akmadığını görünce bozuldum biraz, adet olduğu üzere kalem önce silik yazmaya başladı, ardından yazmamaya. Netice: Mürekkep yazı olup uçmuş. 

Evden uzakta böyle zamanlarda, hele akla birtakım fikirler üşüşmüşken, ortada kalmaktan hep korktuğum için her daim dolu olan yedek bir-iki kalem bulundurmanın faydasını da böylelikle görmüş oldum. "Niye bu kadar kalem taşıyorsun?" diye soranlar var, bunu soranların mühimce bir kısmı kalem dahi taşımıyor oysa, kalan kısmına da "Senden kalem istemeye utanırım" diyesim gelir bazen, çünkü genellikle bırakın yedek kalemi bir kenara, kalem taşıyanlar az, hele iyi kalem taşıyan parmakla gösteriliyor, dolmakalem taşıyanlar ise nadirattan sayılır.

22 Eylül 2010

Teknik çizim kalemiyle şiir yazmak






Fotoğraftaki kalem 2 mm incelikte bir uç taşıdığından dolayı her an kırılacakmış gibi bir izlenim verse de son derece sağlamdır aslında. Teknik kalemlerin en büyük düşmanı bu tür kalemleri kullanmayı bilmeyenlerdir. Yere düştüklerinde de uçları hasar görürse kullanılmayabilirler fakat bu her türlü kalem için geçerlidir.


Teknik kalemlerle yazı yazmaya çok alıştığımdan günlük kullanım için öncelikli kalemlerim arasında ilk sırada gelirdi, fakat artık Scrikss 17 ve diğer dolmakalemlerin ağırlık kazanmasından sonra hem çini mürekkebini çok sevdiğimden hem de teknik kalemlerin farklı duruşundan hoşlandığım için her zaman yanımda bir tane bulunduruyorum (0.4 veya 0.5 ikisi de güzel).


Rotring'ten ise yıllar önce vazgeçtim (kalitesinden dolayı değil) günlük kullanımda problem yarattığından dolayı Rotring'den uzaklaştım. Çini mürekkebi havayla temas ettiğinde çabuk kuruyan bir mürekkep, kapağı açık bırakılınca ucu da tıkanıyor haliyle. Daha kötüsü kapağı açık bırakmasanız da bir süre sonra kuruma oluyor. Rotring (belki yeni nesil rapidograflarda durum değişmiştir bilemiyorum) eskiden ucu çabuk tıkanan bir kalemdi (15-20 yıl öncesinden söz ediyorum, o zamanlar öyleydi) dolayısıyla sürekli ucunu sallamak gerekiyordu, bu da beni rahatsız ediyordu.


Oysa rapidonun mucidi Rotring'tir aslında (1953). Fakat ben kişisel olarak Faber Castell kullanmayı tercih ediyorum, bu tercih günlük kullanımla ilgili, mimar filan olmadığım için bana gerekli olan şey yazmaya hazır ve içinde iyi bir mürekkep barındıran bir kalem. 


Faber Castell mühendisleri ise ucun her daim ıslak kalmasını sağlayan bir yol bulmuşlar.





Kapağın ucundaki minik vidalı parçayı çıkarıp bir damla su döküyorsunuz, sonra bu kısım suyu emiyor ve yerine vidaladığınızda ucun hep ıslak olmasını sağlıyor. Böylece kalemi sallamaya gerek olmuyor. (Bu arada kapağın içinde ucun ıslak kalmasını sağlayan iki minik plastik top var, bir inceleyin derim, bu kalemi sökmesi çok eğlenceli.)
 

Rotring sevgim ise mürekkep halinde sürüyor, bütün Faber-Castell teknik kalemlerimde Rotring çini mürekkebi kullanıyorum, çok memnunum. 

Ayrıca teknik çizim kalemleriyle resimden anlamayanlara bile resim yaptırır bu kalemler, şiir de yazdırdığı görülmüştür.