Neyse ki korktuğum yine başıma gelmedi: Ali Bey'in özenle paketlediği kutu içindeki kutucuklar açılınca yeni mürekkeplerimle karşılaştım. Hepsi kullanıma hazır beni bekliyordu.
Aniki mürekkep şişeleri |
UZAK MÜREKKEPLER
(Yazının bundan sonrasında Türkiye'de üretilmeyen mürekkkeplere 'uzak' diyeceğim.) Nice zamandır, kullandığım ve sevdiğim, görünürde bir sorun yaşamadığım 'uzak' mürekkeplerde yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu düşünüyordum. Ancak bu ‘yolunda gitmeyen’ şeyler tamamen bana bağlı olan şeyler. Örneğin Waterman şirketinin mürekkep uzmanıyla oturup, üretimleri hakkında konuşmak isterdim. Havana isimli harika mürekkeplerinin içeriğine biraz altın sarısı katabilmelerinin mümkün olup olmadığını sormak isterdim. Buna benzer kafamda dönüp duran soruları paylaşabilmek isterdim. 'Yazıver. seni tutan yok' diyeceksiniz. Haklısınız. Fakat benim fikirlerimi ciddiye alacaklarını hiç zannetmiyorum.
Böyle söylüyordum ama 3-4 ay öncesina kadar hem Aniki hem de 'uzak mürekkep' alımını sürdürüyordum. Bu isteğimin de haklı bir nedeni vardı: Mürekkep üreten kimi firmaların 10'larca yıllık, hatta kiminin yüzyılları deviren deneyimleri. İlk akla gelen üreticilerden biri olan J. Herbin şirketinin tarihi 1670 yılına kadar uzanıyor! Abur cubur yemeyi seven bir çocuk gibi yığınla mürekkep arasında istediğim renge ulaşmaya çalıştım.Ta ki Aniki Haiku ile karşılaşana dek.
Etiketi ben yapıştırdım. |
YAKIN MÜREKKEP: ANİKİ HAİKU
Haiku, ağırlıklı olarak sonbaharın artık kaybolmaya yüz tutan yeşil tonlarında bir mürekkep. Yeşilin arkasında beliren puslu altın sarısının gün ışığında kendini gösterdiği cins bir mürekkep. Haiku hakkında (asıl adı Aki's Longing mürekkebin fakat bu isme bir türlü ısınamadım) uzun süre Ali Bey ile konuştum. İşte bu 'yakın' mürekkep sayesinde diğer Aniki mürekkeplere önyargılarımdan sıyrılarak bakmaya başladım.
Şunu farkettim ki, Ali Bey'in ürettiği mürekkepler daha önce denediğim kimi uzak mürekkeplere tonal olarak yakın olsa bile (İroshizuku, Noodlers, J. Herbin gibi) onlardan ayrılan bazı yönleri var:
Evvelâ, Aniki mürekkeplerin hem sakin hem de çok güçlü bir yapısı olduğunu düşünüyorum. 'Sakin' ile ne anlatmak istediğimi anlatayım:
Sakin mürekkep demek 'Bana bakın, işte buradayım!' diye bağırmayan, gürültü yapmayan mürekkep demek. Kağıda usulca geçen, arka taraftan kaçmak, görünmek istemeyen mürekkep bana göre bu sınıfa giriyor. Çünkü uçuk kaçık ve rüküş mürekkepleri sevmiyorum.
Diğer mürekkepleri şahsi olarak değerlendirirsem şunları söyleyebilirim: Iroshizuku sakin fakat zayıf ve kırılgan, Noodlers, Diamine, Parker, Montblanc gibi markalar ise güçlü ama sakin değil, kağıdı eziyorlar adeta. J. Herbin ve Caran d'Ache ise ne tam anlamıyla sakin ne de güçlü, değişken bir karaktere sahip. Waterman ve Rotring ise denediğim mürekkepler içinde en dürüst renklere sahip olanlardı (Waterman siyah hariç).
Bütün bunlar, öznel fikirler olduğu için tartışılabilir, 'Öyle değil, haksızlık ediyorsun, yanlış düşünüyorsun' diyebilirsiniz. Neticede bunlar bilimsel gerçeklikler değil. Sadece benim düşüncelerim bu doğrultuda.
Bunları bir yana bırakalım, aradığım şeyden söz edeyim, azamet, parıltı veya benzeri şeyler aramıyorum: Mürekkepteki şiiri arıyorum. Mürekkebin ruhunu görmek istiyorum. Aniki mürekkepleri bana göre hiç sırıtmayan gölgelerle yüklü, nazik ve ölçülü bir kıvamda kağıda aşk duyan renklerle dolu.
Biraz garip kaçabilir fakat söylemeden edemeyeceğim, Aniki mürekkeplerini Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerine benzetiyorum: Yapay ışık altında durgun görünen Aniki mürekkebi, asıl rengini gün ışığında buluyor. Yahya Kemal'in şiirleri de göz gezdirildiğinde kağıt üzerinde plastik bir lezzet verir, ama şiirleri okumaya başlayınca başka bir şiir olduğunu görürsünüz.
Biraz karışık oldu ama derdimi bir nebze anlatabilmiş olduğumu düşünüyorum: Özetle, Aniki mürekkepleri mütevazı tavra sahip renkleriyle benim mürekkebe ilişkin isteklerimi karşılıyor. İyi mürekkebi uzaklarda aramıyorum, artık.
Aniki Haiku'nun çok sevdiğim rengi |
Mehmet bey,
YanıtlaSilSiz gerçekten mürekkep sevdalısı bir insansınız.. Anlatımınız da en az mürekkep tercihiniz gibi derin ve mütevazı duruyor. Akşamımı renklendirdiniz.
Teşekkür ederim. İnsanın hayran olduğu birisinden böyle sözler duyması gurur vericiymiş. :)
SilMahcup oldum.
SilO kadar cok merak ettim ki bu mürekkebi.Özellikle adına da bayıldım :) Yazınıza da tabii ki
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSevgili Mehmet !
YanıtlaSilAlt tarafı mürekkeb diye görülebilecek sıvının içine koca bir yürek ve onun dolusu sevda yüklemişsin.
Senin mürekkeblerle kurduğun ve bizim anlamakta zorlanacağımız ne çok bağ var. Bu bağların, betimlemelerin tamamının ortak noktarı naif, nazik ve tevazuu içinde bilge olmaları.
Teşekkürler Ali bey,
SilSayenizde mürekkebin büyülü dünyasında çok daha rahat gezinir olduk.
Mehmet Bey,
YanıtlaSilAniki mürekkepleri ile, henüz, tanışmıyorum ama bir mürekkep bu kadar mı özgün ve güzel anlatılabilirmiş? Demek 'kalemi güçlü' bu demekmiş.
Kaleminize sağlık! Çok güzel bir yazı olmuş.
HAMİŞ: Bu arada Aniki mürekkeplerini de ilk fırsatta denemeye niyetliyim.
Teşekkür ederim, ne güzel iltifatlar...
SilYazana değil yazdırana bakmalı ama :)
Bu yazıda iki teşekkürü borç biliyorum;
YanıtlaSilBirincisi Ali Bey'e bizi bu güzel dolmakalem dünyasına bir adım daha yaklaştırdığı için,
İkincisi size bir mürekkebi bu kadar güzel kaleme aldığınız için!
aniki mürekkep için ebay mi kullanıyorsunuz?
YanıtlaSilhttp://yazmakkeyiftir.blogspot.com/2009/03/contactform.html
SilEbay'lere kadar gitmeye gerek yok, yukarıdaki adrese bir tık yeterli.
Âheste çek kürekleri Mehtâb uyanmasın
YanıtlaSilBir âlem-i hayale dalan âb uyanmasın
Burada "âb"ı mürekkep olarak düşündürdü bana bu yazı. Şiirin içine mürekkep, mürekkebin içine de şiir damlayınca artık bir Aniki mürekkep almak farz oldu.
Aniki mürekkep farzdır:)
Sil