Önce kalem mürekkebe kavuşur. Aklımız fikrimiz ağır ağır mürekkepte birikir. Sonra mürekkebin kağıda kavuşma zamanı gelir. Başımızı hürmetle eğer, kederle ve coşkuyla yazmaya başlarız.
Her ihtimalin kıyısında, bitişik ve ayrı yazılması gereken duyguların ışığında, yalnızlığın suyuna dahi banmaya doymaz, elimize sığınan kalemle arkadaş olur, ısınırız. Her zaman, başka bir ihtimal, başka bir dünya mümkündür. Yazmak, insanın insana kavuşmasına benzer.
Kelimelerin diğer kelimelere kavuşması ise yere düşmeye teşne iken bir elin uzanmasına benzer. Bir kelimenin diğer bir kelimenin elini sıkıca tutması, onu dalgalı, tehlikeli, karanlık sulardan uzak tutarak, şefkatle, muhabbetle kağıda indirmesi gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder