Robert M. Pirsig, dün (89 yaşındaydı) vefat etmiş. Haberi okuduğumda çok üzüldüm.
1928 doğumlu Pirsig'ın yazdığı Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabı pek çok kuşağı etkilemiştir.
 |
Robert M. Pirsig ile oğlu Chris kitaba esin kaynağı olan yolculukta, 1968. |
Ben de bu kitabı 1990'ların başında okudum. Özellikle eğitimle ilgili fikirler karşısında çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı adeta bir üniversite gibi gelmişti bana.
(Kitabın yayımlanması da başlı başına bir öykü; 122 kez reddedilmiş olması çok tuhaf.)
 |
En beğendiğim kapaklardan biri. Foto: Bad Gentlemen |
Yazarın hatırasına bu kült kitaptan çok sevdiğim bir bölümü paylaşmak istiyorum:
“Anneme
mektup yazmak istiyorum,” diyor Chris.
Bu hoşuma
gidiyor. Tezgâha gidip kurumun kâğıtlarından alıyorum. Onları Chris’e
getiriyorum ve dolmakalemimi veriyorum. Bu canlı sabah havası ona da enerji
vermiş. Kâğıdı önüne koyuyor, dolmakalemi hızla kapıyor ve boş kâğıt üzerinde
bir süre konsantre oluyor.
Bana
bakıyor, “Bugün ne?”
Söylüyorum.
Başını sallıyor ve yazıyor.
Daha
sonra yazıyor, “Sevgili annem:”
Sonra
bir süre kâğıda bakakalıyor.
Sonra
bana bakıyor: “Ne desem?”
Sırıtmaya başlıyorum.
Ona bir saat, bir metal paranın bir yüzü hakkında yazı yazdırmalıyım. Onu zaman
zaman öğrenci olarak görüyorum, ama retorik öğrencisi olarak değil.
Sıcak kekler gelince ara
veriyoruz ve mektubu bir kenara koymasını, daha sonra ona yardım edeceğimi
söylüyorum.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra, sıcak keklerin ve
yumurtanın ve her şeyin verdiği ağırlık duygusuyla oturup sigara içiyorum ve
pencereden, dışarıda çamların altındaki toprağın yer yer gölge ve gün ışığı
içinde olduğunu görüyorum.
Chris yeniden kâğıdı alıyor, “Şimdi bana yardım et,”
diyor.
“Peki” diyorum. Ona, takılıp kalmanın en yaygın sorun
olduğunu anlatıyorum. Genellikle, diyorum, genellikle aklın, çok şeyi birden yapmaya
kalkıştığında takılır. Yapman gereken, gelmesi için sözcükleri zorlamamaktır.
Bu, senin daha çok takılmana yol açar. Şimdi yapman gereken şey, yapacaklarını
ayırıp teker teker yapmaktır. Sen hem ne söyleyeceğini, hem de önce hangisini
söyleyeceğini aynı anda düşünmeye çalışıyorsun, halbuki bu çok zordur. Öyleyse
onları ayır. Yalnızca, söylemek istediğin şeylerin düzensiz bir listesini
çıkar. Daha sonra doğru sıralamayı düşünürüz.”
“Nasıl şeyler?” diye soruyor.
“Peki, ona ne anlatmak istiyorsun?”
“Yolculuk hakkında.”
“Yolculuk hakkında ne gibi şeyler?”
Bir süre düşünüyor. “Çıktığımız dağ hakkında.”
“Tamam, not et,” diyorum.
Yazıyor.
Sonra onun başka bir konuyu yazdığını görüyoruz, sonra
bir tane daha yazıyor ve bu arada ben sigaramı ve kahvemi bitiriyorum. Söylemek
istediği şeylerin listesini yaparak üç sayfa dolduruyor, “Onları sakla,” diyorum, “daha sonra yine üzerinde
çalışacağız.”
“Bunların hepsini asla bir mektuba yazamam.”
Benim güldüğümü görüyor ve kaşlarını çatıyor.
“En iyilerini seç,” diyorum. Sonra dışarı çıkıyoruz ve
yeniden motosiklete biniyoruz.