1. Nesin Vakfı yöneticisi boyama kitaplarının çocuklardaki yaratıcılığı öldürdüğünü söylemiş.
Ben de öyle düşünüyorum, hazır desenli boyama kitapları düşünmeye vakti olmayan yetişkinler için iyi, çocuklar için berbat bir şey.
2. Türkiye'nin ilk plak kültürü dergisi Plak Mecmuası çıktı. Yayın düzeni 3 aylık.
Her merakın kendisine ait dergisi/dergileri olmalı. Yetmez aslında, her merakın en az bir kitabı/kitapları/kütüphanesi de olmalı. Ne yazık ki hakikat öyle değil. Pek çok merakın, ilginin kendisine ait bir yayını bile yok varsa da dişe dokunur değil. Analog kültür için yapılan her girişim hayırlı bence. Tatlı yönleri de var ama çevremiz dijital kültürün acı meyveleriyle dolu maalesef.
3. Dolmakalem kartuşlarının neden ısrarla kulanılmaya devam edildiğini anlayamadığım bir yıl daha geçti. Gerçi insanın doğasında var, çöp üretmeyi seviyoruz.
4. Puşkin tepelerinin yanında duran fincanım maalesef sakarlığımdan dolayı yere düşüp kırıldı. Bu da Lamy 2000 kaybından sonra bir başka üzüntü kaynağı. Keşke kintsugi sanatını bilen birini tanısaydım. Kırık ama masamda duruyor hâlâ.
Kintsugi (veya kintsukuroi) kırılan porselen veya seramik nesneleri altın veya gümüş gibi değerli bir madeni de kullanarak birleştirme sanatı. Böylece gönülden bağlı olduğunuz bir fincanı hem kullanmaya devam ediyorsunuz hem de eskisinden daha değerli oluyor. Bence kullanmaya devam edebilmek yeterince değerli. Çünkü tamir edilebilen şeyler çok değerli.
5. Bu yıl en sevdiğim mürekkep yine Sailor Doyou oldu. (Aniki mürekkeplerin yeri ayrı, onlar sınıflandırma dışı. Özellikle Küba.)
6. Her şeyin başı sağlık.
İyi seneler olsun.