Şaşırtıcı ama gerçek, Lamy gibi bir marka küçümsenebiliyor. Diyorlar ki, Lamy 2000'lerin başında sağda solda üç kuruşa satılırken kimse yüzüne bakmıyormuş, ama distribütör değişince on, on beş kat daha pahalıya satılmaya başlayınca ikon haline gelmiş, dandik plastikten bir kalem markasıymış.
Evvela şunu söylemek gerekir: Eskiden uygun fiyata satılan kalemlerin ve mürekkeplerin şimdi pahalı olmasının en önemli nedenlerinden biri paramızın değerinin giderek düşmesidir.
Öteden beri söylenir, Lamy, Avrupa 9.90 avroya satılan ucuz bir kalemmiş, Pelikan varken Lamy'nin adı bile anılmazmış falan filan.
Ancak, Lamy sadece Avrupa ülkelerinde değil; Çin ve Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerinde de Amerika'da da çok popüler ve kıskanılan bir marka. Instagram, Facebook, Tumblr, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine, her gün bir yenisi açılan bloglara bakınca evet bir etken ama sadece ucuzluğun/pahalılığın bir kıstas olamayacağını anlamak gerekmez mi? Dahiyane tasarımın, etkileyici renklerin bir önemi yok mu?
Benim başka bir gözlemim var; bugün sadece Lamy değil, pek çok marka değer görüyor, popülerleşiyor. (Şaşırmadınız ama çok değil 7 yıl önce bile böyle değildi.)
Mesela 2000'lerin başında değil 2010'ların başında bile ülkemizdeki kırtasiyelerde Sailor marka dolmakalemi de Sailor marka mürekkebi de bulmak olanaksızdı. (Şimdi başka kalem tanımayan Sailor fanatikleri bile var.)
Mesela gencecik insanlar arasında bir Montblanc düşkünlüğü görülüyor. Bu kişilerle konuşuyorum, yazılanları okuyorum ve ailelerinden gelen bir bağ göremiyorum. Öyleyse bu ilgi nereden geliyor?
Çünkü dolmakaleme, mürekkebe, deftere ilgi artıyor. (Defter konusunda emin değilim, kalem fetişizmi nedeniyle o konuda maalesef çok gerideyiz.)
Hemen olmadı elbette, kırtasiyelerin neredeyse hepsi daha dolmakalem ucu değişimi yapmazken olaylar şu yazıyla başladı ve çığ gibi büyüdü.
O yıllarda mesela dolmakalem ile ilgili Türkçe içerik araması yaptığınızda karşınıza sadece (2005 doğumlu) Fountain Pen Network çıkıyordu.
Sözünü ettiğim yazıdan habersiz ikinci bir blog da yazılara başlamıştı. 2 yıl sonra insanlar gruplar halinde örgütlenmeye ve kırtasiyelerden taleplerde bulunmaya başladı.
Bu yazıdan 3 yıl sonra memleketimizde sponsor desteği olmadan büyük bir cesaretle türünün tek örneği olan yazı kültürü dergisi, Mürekkepbalığı ortaya çıktı. Ülkemizdeki ilk dolmakalem ve ilk mürekkep incelemesi bu dergide yayımlandı. TV kanalları, gazeteler konuyla ilgili yayınlara başlayınca kırtasiyeciler de blogları takip etmeye başladı. Yeni bloglar açıldıkça ilgi duyanlar çoğaldı.
Yani aslında şirketlere rağmen meraklı insanlar her şeyi, hatta şirketleri zorlamış oldu. Meraklılar halen zorluyor ama şirketler/distribütörler yanlış bir yolda gidiyor bence. Kültür olmadan, sevgi olmadan, bilgi olmadan en önemlisi hikmet olmadan, sadece para kazanma amacıyla yola çıkan her girişim hüsrana uğrayacaktır diye düşünüyorum.
Daha önce yazmıştım, Hermann Hesse'in başyapıtı olarak görülen kitapta, Siddhartha şöyle der: "Bilgi anlatılabilir ama hikmet nakledilemez. İnsan onu bulabilir, onu yaşayabilir, onunla güçlenebilir, onunla harika şeyler yapabilir ama onu anlatması ve öğretmesi mümkün değildir."
Sonuçta talep var, arz olmaz mı? İnsanlar merak ettikçe ekonomik bir karşılığı da oldu. Memlekete getirilmeyen kalemler, bilmediğimiz renklerde mürekkepler gelmeye başladı. (Böylece yurtdışına giden eşe dosta yalvarmaktan bir nebze kurtulduk.)
İnanmayacak olanlar vardır elbette ama Lamy iyidir derim. Çünkü Lamy kalemlerinin fiyatları yine de anlaşılabilir, öyle markalar var ki ateş pahası, yanına bile yaklaşmak zor. O dandik denilen plastik dolmakalemlere âşık insanlar var.
Sözün özü: Lamy ilham vericidir, yararlıdır. Asla küçümsenecek bir marka değildir.
Lamy dolmakalemle yazı yazarken dinleyecek müzik arayanlara gelsin: "Severim ben seni"
Başarılı bir kronik Sayın Bizans. Bir tür kronik hikayesi ve sonuçları. Lamy nin haksızca düşürüldüğü duruma işaret etmişsiniz ama Lamy nin de bazı modelleri için yaptığı satış stratejisi hatasını da bir kenara not etmek lazım.
YanıtlaSilSayın Bizans,
YanıtlaSilYorumumu bilahare okuyunca, eksik yazmış olduğumu gördüm. Birebir sizinle aynı fikirdeyim. Değerdirmeniz birebir doğrudur. Kronik olarak çok iyi ifade etmişsiniz. Lamy konusunda fikirlerinize katılıyorum. Sadece, Lamy bazı modellerinde kendince doğru kabul ettiği ama tüketicinin tepkisine neden olan politika değişiklikleri yapmıştır.
Çok haklısınız Ali Bey, geçenlerde bazı modellerde birdenbire çok ciddi zamlar yapıldı.
SilSevgi ve tutku, akıl ve elle birleşince ortaya hikmet çıkıyor. Dünyayı değiştiren hiçbir iş hikmetsiz olmadı, olmayacak. Hikmet çeşmesinden bir damla bile içmemişsen elinde elmas uçlu bir pelikan olsa ne yazar...
YanıtlaSilÇok daha kaliteli ve pahalı modelleri de var Lamy'nin, herhalde bu markayı küçümseyenler haberdar değil. Lamy yalnız Safari'den ibaret değil (ki ben çok beğenirim bu modeli) Persona var, Imporium var, Lamy Lady var, Studio var, Accent modeli var.
YanıtlaSilBir de şunu söylemek isterim, özellikle Lamy Safari başlangıç kalemi olarak anılır ama, tahminim distribütörün yanlış fiyat politikasından dolayı artık başlangıç kalemi olmaktan çıktı. 80-90 hatta 100₺ den aşağı Lamy Safari dolmakalem bulmak mümkün değil.
Haklısınız, artık Lamy Safari için giriş seviyesi diyemeyiz.
SilBen yeni girdim ve lamy safari aldım 190 liraya kalem, t51 mürekkep, z24 piston ve 5 kartuş şeklinde. Bazan diyorum alt tarafı bir kalem, bu kadar para verilir mi diye? Daha düşük fiyatlı bir kalemle mi girseydim acaba?
Sil