Scription |
01. Gittiğin her yere dolmakalemini de götür.
Fikirler ve duygular uçucudur, nerede olursan ol, aklına bir
fikir gelebilir. Yazı kalıcıdır, yazmak için mutlaka bir masa olması gerekmez.
Yeter ki dolmakalemin ve defterin her zaman yanında olsun, yolda yürürken de
yazı yazabilirsin. Metroda, otobüste, lokantada, deniz kenarında yani nerede
olursan ol, istediğin yerde yazmak isteyebilirsin, dolmakalemin hep yanında
olsun.
02. Dolmakalemini her zaman kullanabilirsin.
Sabahın köründe, öğle vakti güneş tam tepedeyken veya
gecenin yarısında yazı yazmak isteyebilirsin.
Yazmanın mutlak ve özel bir zamanı yoktur.
03. Dolmakalem hayatına karışmaz, hayatının doğal bir
parçası olur.
Dolmakalem hayatın boyunca istediğin şeydir, beraber kahve
içtiğin arkadaşın, ruhani liderin ve aşkındır. Dolmakalemle yazı yazmak, tıpkı
konuşmak, yürümek, yemek yemek, düşünmek, gülmek ve aşık olmak gibidir.
04. Deneysel yazmayı dene.
Dolmakalemle yazı yazmanın aristokrat bir yanı yok. Yani
kendimizi kasmaya hiç gerek yok, istediğimiz şekilde yazı yazabiliriz, bir
harfi kocaman diğerini minicik çizebiliriz, kim karışır? Yazı yazmak zorunda da
değiliz, dolmakalemle resim de çizebiliriz.
05. Sonra değil, şimdi yazabilirsin.
Çoğu insan dolmakalemle güzel şeyler yazmak ister, böylece
yazmayı hep erteler. Defterler boş sayfalarla dolu bir kenarda bekler,
dolmakalemin mürekkebi kurur. Oysa yazacak yığınla ayrıntıyla ve duyguyla dolu
bir hayatımız var. Geç kalmadan yazmalıyız. (Bu durumu en iyi Behçet
Necatigil'in Sevgilerde isimli şiiri anlatabilir: Sevgileri yarınlara
bıraktınız / Çekingen, tutuk, saygılı. / Bütün yakınlarınız / Sizi yanlış
tanıdı. // Bitmeyen işler yüzünden / (Siz böyle olsun istemezdiniz) / Bir bakış
bile yeterken anlatmaya her şeyi / Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde
kaldı. // Siz geniş zamanlar umuyordunuz / Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi
söylemek. / Yılların telâşlarda bu kadar çabuk / Geçeceği aklınıza gelmezdi. //
Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, / Gecelerde ve yalnız. / Vermeye az
buldunuz / Yahut vaktiniz olmadı.)
06. Yazmak için çok düşünme.
Yazmak için devasa büyüklükte fikirlere, olağandışı bir ruh
halinde olmaya hiç gerek yoktur. Yaz gitsin! Aklımızda ve hayatımızda öyle çok
zincirler var ki, bazen içimize işlemiş klişelerin ve kalıpların kölesi gibi
düşünüyoruz, şablonlara takılıp kalıyoruz. Yazıya özgürlük!
07. Yavaş ol.
Zaten her şey hızlı. Çok çekirdekli bilgisayarlardan, cep
telefonlarına kadar dünya deli gibi dönüyor. Yazı yazmak, yavaşlamak demektir,
daha net bir dünya demektir. Daha hızlı sevmek mümkün değil, yavaşlık iyidir.
08. Karalama yap.
Ne yazacağını önceden bilmen gerekmiyor. Kargacık burgacık
bir şeyler çizebilir, anlamsız sözcüklerden, kendi uydurduğun kelimelerden
yararlanabilir, plansız programsız bir şeyler yazabilirsin.
09. Anlamlı yazılar bekleme.
Saçma sapan şeyler yazabilirsin. Geriye dönüp baktığında
yazdıklarına büyük anlamlar yükleme. Yazdıklarımız resim gibi, şiir gibi tek
başlarına anlamları olmayabilir, bazen yazmak için yazabiliriz. Sanat sanat
içindir. Sanat toplum içindir. İnsan insandır. Yazı yazıdır.
10. Kurallara aldırma. Kendin keşfet.