Mümtaz bir kalemsever dostum ile Nakaya üzerine sohbet ettik bu akşam.
Bu kaleme klips gerekli midir değil midir diye düşündük. Ben Nakaya'ların gömlek cebine yakışmayacağını söyledim, dostum ise kullanılmayan kalemden yana olmadığını anlattı.
Söz ne zaman kalemden açılsa renklere, oradan da mürekkebe geliyoruz hep.
Mürekkebe bulaşmayan kalem yaşamıyor demektir, diyerek bağladık konuyu.
Renk deyince doğu ile batı arasında bir fark var gibi geliyor bana. Mesela bir ilgisi yok ama Omas ile Nakaya'nın iki kalemi arasındaki yeşilin tonu düşündürüyor beni. Yeşil, Doğu'dur diyorum, mavi ise külliyen Batı.
Zamanla, uygarlıkların renkleri anlama tarzı değişiyor, dünyaya bakışları da.
İlkgençliğimde siyahtan başka bir renkle yazmayı sevmezdim. Çini mürekkebini keşfedince çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. Çini mürekkebi dolmakalemlere uygun değildi. Ben de teknik kalem kullanmaya başlamıştım. Senelerce çini mürekkebiyle yazdım fakat zaman içinde siyahtan uzaklaştım. Dolmakaleme daha yakınım şimdi. Bu günlerde koyu mor, kahverengi, yeşil ve kırmızıya çalan mavileri seviyorum.
İnsan da kendini mürekkepten inşa ediyor, dolmakalem de.
Bu kaleme klips gerekli midir değil midir diye düşündük. Ben Nakaya'ların gömlek cebine yakışmayacağını söyledim, dostum ise kullanılmayan kalemden yana olmadığını anlattı.
Söz ne zaman kalemden açılsa renklere, oradan da mürekkebe geliyoruz hep.
Mürekkebe bulaşmayan kalem yaşamıyor demektir, diyerek bağladık konuyu.
Renk deyince doğu ile batı arasında bir fark var gibi geliyor bana. Mesela bir ilgisi yok ama Omas ile Nakaya'nın iki kalemi arasındaki yeşilin tonu düşündürüyor beni. Yeşil, Doğu'dur diyorum, mavi ise külliyen Batı.
Zamanla, uygarlıkların renkleri anlama tarzı değişiyor, dünyaya bakışları da.
İlkgençliğimde siyahtan başka bir renkle yazmayı sevmezdim. Çini mürekkebini keşfedince çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. Çini mürekkebi dolmakalemlere uygun değildi. Ben de teknik kalem kullanmaya başlamıştım. Senelerce çini mürekkebiyle yazdım fakat zaman içinde siyahtan uzaklaştım. Dolmakaleme daha yakınım şimdi. Bu günlerde koyu mor, kahverengi, yeşil ve kırmızıya çalan mavileri seviyorum.
İnsan da kendini mürekkepten inşa ediyor, dolmakalem de.
Nakaya Midori |
Omas 360 |
Sayın Mehmet Bey Merhabalar,
YanıtlaSilBen de Nakaya'ların gömlek cebine yakışmadığını düşünüyorum, bence klips bu tip minimal tasarımlı bir kalemde kambur gibi durmakta.. Ancak öte yandan klips olmaması kullanılmaması anlamına gelmemeli. Bence bu kalem yerleşik bir kalem, göçebe değil. (Benim saha görevlerinde yanıma aldığım bir Inoxcrom büyük sağlam klipsli, aluminyum gövdeli mini bir kalemim var; yere düşse, darbe alsa, sert kullanılsa bile sabreden bir kalem. Bu kalem ise göçebe karakterli, tıpki Lamy'ler gibi).
Renklerin Doğu Batı ayrımı konusunda da sizinle paralel düşünüyoruz. Farklı renkleri farklı kültürlere atfetmek şuana kadar benim aklıma gelmese de, her kültürün her rengi kendi kültürel öğelerinin izini taşıyan biçimde ifade ettiğini düşünüyorum. Nasıl ki Mevlana Hz "Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır." buyurduysa; ben de toplumların kültürel kodlarını ifade ettikleri renk tonlarına aktardıklarını düşünüyorum.
Benim günlük olarak kendimi en rahat hissettiğim renkler ise resimdeki Nakaya'nın rengi ile kahveye çalan koyu kırmızı (Sailor grenade gibi). fakat malesef her iki rengi de hazırda bulamıyorum, sıkıntılı bir iş te olsa hazır renklerden kendim karıştırıyorum.
Çok teşekkür ederim. Kalemlerin karakterleri üzerine yazmıştım daha önce, şimdi yine bu konuda yeniden yazmak ihtiyacı duydum yorumuzdan sonra.
Sil