21 Şubat 2017

Kaküno, John Berger, Ursula K. Le Guin


 
Okumak, yalnızlığın en güzel ilaçlarından biri. Gerçi Amerikan yerlilerine göre iyi ilaç acı olurmuş ama olsun bazı ilaçlar da başka cinsten. 

John Berger'ın Bir Fotoğrafı Anlamak kitabından sonra Ursula K. Le Guin hazretlerinin Lavinia kitabına başladım. 

Lavinia kitabına eşlik edecek dolmakalemi de seçtim. Aslında bir süredir kitapların kenarlarına not almayı bıraktım, martı resimleri, oklar, karalamalar filan yapıyorum. Pilot Kaküno'yu da görüldüğü gibi kişiselleştirdim. (Çöpe atmaya kıyamadığım bir ipi kendimce değerlendirmiş oldum.)

Kitap ise şöyle başlıyor:

"On dokuzuncu yaşıma girdiğim yılın mayıs ayında, kutsal yemeğe tuz almak için nehrin ağzındaki tuz yatağına gitmiştim."

13 yorum:

  1. J. Berger'in "Bir Fotoğrafı Anlamak" kitabı aslına bakarsanız dünyayı anlamaya dairdir. Ne iyi yaptınız da sözünüze kattınız. Pilot Kaküno'yu da öyle bir konu ediyorsunuz ki gidip koleksiyonuma katasım geldi. Kişiselleştirme eyleminiz de alkışlanmaya değer.
    Güne sizin yazılarınızla başlamak, pek çok açıdan çekilmez hale gelen hayatımıza katlanma gücü veriyor. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Meltem Hanım.

      Çok doğru bir tespit: "Bir Fotoğrafı Anlamak" aslında "dünyayı anlamaya dair" bir kitap.

      Pilot Kaküno'ya gelince, gönlüm hep ucuz ve kaliteli kalemlerden yana, bu yüzden ikinci el kalemlere bakıyorum, çok nadiren yeni bir kalem alıyorum. Kaküno benzeri kalemler daha bir yazmaya teşne gibi geliyor bana. Elinizde güzel kalemler varsa onları yüceltin derim, ben öyle yapıyorum. ;)

      Sil
  2. eee hocam bir yandan Ali hocam bir yandan siz kaküno'da kaküno sonra dediğimizi yapın yaptığımızı yapmayın tarzı öğütler ah sizler yok musunuz ah sizler
    (affınıza sığınarak gerçekten latife yaptım)
    saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin kalemlerinizi merak ettim. Neler var elinizde acaba?

      Sil
  3. Hocam öyle kayıt altına alınacak özellikte ve ederde kalemim yok ama bir zamanlar aç gözlü bir toplayıcıydım şimdi topladıklarımın yetenekleri yada yeteniksizliklerini çözmeye çalışıyorum işte tam burada sizlerin rolü başlıyor tecrübelerinizi okuyarak doğru ve yanlışlarımdaki nüansları buluyorum güzel bir yemeği tamamlayan sos gibi oluyor.Sizleri sıcak bulduğum için yaptığım yorumda sizin ve Ali abinin affınıza sığınıyorum saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine de her kalemseverin sevdiği, onunla yazmaktan hoşlandığı bir kalemi vardır. Sizin de vardır muhakkak.

      Sil
  4. Hocam Pelikan morning glory ,Hero 240,parker 21 sık kullandıklarım birde Lamy safari var arasıra kullandığım onun dışında sadece temizlenip bakımı yapılan sevgi ile dolapta saklanan yüzden fazla değişik marka dolmakalem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maşallah, Morning Glory eşsiz bir kalem, Parker 21 de çok enfestir. Hero 240 ise bilmediğim bir kalem.

      Kim bilir o 100'den fazla (acaba ne kadar fazla?) kalem arasında neler neler vardır? Nazar değmesin diyelim, 41 kere maşallah.

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim. Ancak merak ederim hep: Herkesin kalemlerinden öğrendiği/anladığı bir şeyler vardır. Acaba sizin öğrendiğiniz/anladığınız şeyler nelerdir?

      Bu soru sadece sizin için değil, herkes için. (Ben öğrendiklerimi zaten yazıyorum, okurların fikirlerini merak ediyorum.)

      Sil
  6. Hocam mistik olacak belki ama ben fabrikadan çıkan her kalemin bedenini bulduğunu ama ruhunu ancak onu satın alanın ona verdiğine inanıyorum, kalemlere çektiğimiz mürekkep onların dilidir tutuş şeklimiz yazı biçimimiz onun karakteridir ,onu temizlememiz ve saklama şeklimiz ise ona verdiğimiz kıymetin göstergesidir.Kalemlerde kast sistemi mevcuttur kimi kalemler köledir sürekli el altında sürekli yanımızda sürekli çalışmakta kimi kalemler yarı efendidir işimiz düştüğünde başvurup işimiz bittiğinde ikametlerine kaldırdığımız kimi kalemler ise efendidir onlar hiç kullanılmazlar sadece varlıklarını bilir dokunur ama hiç kullanmayız bu efendi kalemler bu yüzden genelde bedenini bulmuş ama ruhunu bulamamışlardır çünkü hiç kullanılmamışlardır.

    YanıtlaSil
  7. Doğrusu benim de kalemlere bakış açım bazı farklarla bu görüşlere yakın. En sevdiğim kalemler en çok yanımda olanlar. Onları bir dost gibi görüyorum, her daim destek olup beni üzmeyenler bu güzel kalemlerdir. Sizin "efendi kalem" dedikleriniz ise benim pek yanımda barındırmayı sevmediğim türden kalemler. Bence mürekkeple tanışmayan hatta mürekkepten köşe bucak kaçak kalemler, kalem değil başka bir şey.

    YanıtlaSil
  8. Hocam bu konuda söylenecek çok söz var ama master Ali ikizkaya hocamızın kalemler hakkındaki düşüncesi ne olaki?

    YanıtlaSil