25 Kasım 2015

Yazı Geldiğinde

Dr. Oliver Sacks (Kaynak: brainpickings.org, fotoğraf: Lowell Handler)

Yazı, insanı işte böyle yüzünde bir tebessümle elinden yakalar ya da insan yazı geldiğinde onu böyle elinden tutup bir kenara çekmelidir.

Yazı insanı, yazabildiğinde yeni uyanmış ama dünyanın içinde başka bir yerde uyumuş da düş kitaplarının arasında uyumuş gibidir, yazı geldiğinde orada olmak ister.

Bilge doktor rahmetli Oliver Sacks da yukarıda adı geçen milletin bir yurttaşı olduğundan bir gün yazı geldiğinde yine heyecanlanmış, eldivenlerini çıkartmış, çantasını, şemsiyesini hemen yere atmış ve defterini çıkartıp yazmaya başlamış. 

03 Eylül 2015

Kalemimi masaya atıyorum...

Fernando Pessoa

"Kalemimi masaya atıyorum, çalıştığım eğimli yüzeyde yuvarlanıyor ve yakalamadığım için geri geliyor. Bir anda anladım her şeyi. Hissetmediğim bir öfkenin emrettiği şu harekette ansızın kabaran bir neşe vardı."
Fernando Pessoa, Huzursuzluğun Kitabı

15 Mayıs 2015

"Cahil, kitabı o kadar çok sever ki okumaya kıyamaz."



Başlıktaki söz Ferit Edgü'nün yeni kitabı Cahil'den.

Eski mezarlıkları gezerken çektiğim fotoğraflardan oluşan bir arşivim var. Taşların üzerine kazınan yazılar ve bir zamanlar dünya üzerinde yaşamış insanlardan geriye kalanlar üzerinde düşünüyordum.

Ölüm bir hakikat. Bilmeyen var mı?

Ya cehalet? Ne yazık ki o da bir hakikat.

Mustafa Kemal Atatürk'ün güzel bir sözü vardır hep aklıma gelir: "Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."

(1990'ların başında üniversite öğrencisiyken bu sözü duvar gazetemize yapıştırdığım için başıma gelmeyen kalmamıştı. Duvar gazetemiz ortadan kaldırılmış, bir daha benzeri bir teşebbüste bulunmama izin verilmemişti.)