02 Nisan 2011

Yazıda uyumak

(c) Norikazu Tateishi (AP)

 Japonya'da yaşanan büyük felaket, deprem ve tsunami ile gelen acıları tarif etmek, anlatmak gereksiz ve anlamsız. Acılar yaşayanların kalplerinde giderek büyüyor. Felaketi yaşayan arkadaşlarıma, kardeşlerime, tanıdığım, tanımadığım bütün Japonlara sabır ve metanet diliyorum.

Yukarıdaki fotoğrafı dünkü Cumhuriyet gazetesinin (1 Nisan 2011) arka sayfasında gördüm. Fotoğrafın altında ise şöyle bir yazı vardı:

"Dört yaşındaki Manami Kon soruyor: 'Sevgili anneciğim. Umarım yaşıyorsundur. İyi misin?' Kon’un annesi Japonya’daki büyük depremden beri kayıp. Küçük çocuk, çok özlediği annesine mektup yazarken uyuyakalmış."

(Haberin kaynağında daha fazla bilgi ve ayrıntı var: "In this March 22, 2011 photo, a little girl takes a break after writing a letter for her mother who's still missing after the March 11 earthquake and tsunami at the devastated city of Miyako, northeastern Japan. The 4-year-old Manami Kon, using Japanese "hiragana" characters she just learned, wrote, "Dear Mommy. I hope you're alive. How are you?" It took about an hour for her to finish it. Twenty days after the disaster that hit Japan's northeastern coast, her parents and a sister were still unaccounted for." AP)

Yazı, belki bu zamanda kimseyi kurtaracak bir araç değil, ancak bir teselli, bir avunma aracı olabilir belki.

Belki kırılmış bir dünyayı tamir edemeyecek, eski haline döndüremeyecektir yazılar, fakat düşlere giden gölgeli yolun başındaki harfler kapı, kalemler ise anahtar olabilir.

O kapıların arkasında annemiz ve kardeşimiz olabilir.

Yazı rüyadır.

23 Şubat 2011

Mektup Kırtasiye ve Platignum No.5

Mektup, güzel bir kırtasiye ismi değil mi? Bence çok güzel. Ne zaman İstiklal Caddesi'nin ortasındaki Galatasaray Lisesi'nin civarlarından geçsem, bir koşu gidip vitrinine bakarım. Yine öyle yaptım, fakat yeni bir dolmakalemin geldiğini görünce
içeriye girdim. Mektup kırtasiyede hemen her şey çok pahalı aslında. Fakat çalışanlar müşterilerine diğer kırtasiyecilerin çoğunda olmayan bir ilgi gösteriyorlar ve müşteriyi el üstünde tutuyorlar, üstelik diğer kırtasiyelerde pek görmediğim bir şekilde yardımcı da oluyorlar.


Platignum No.5 ve Platignum NO.5 Studio dolmakalemlerine baktım ve Platignum NO.5'i beğenip ucunun nasıl yazdığını merak ettim, hemen mürekkep (üstelik en sevdiğim mürekkeplerden biri: Waterman Havana) ve kağıt masaya kondu ve gönlümce test etmeme izin verildi.


Fiyatların pahalı olmasına karşın neden buradan alışveriş yaptığımın da cevabıdır bu, beni hor gören, sattığı ürünü incelememe izin vermeyen bir satıcı ucuza satsa bile almak istemem, belki bunun adı salaklıktır, varsın öyle denilsin, önemli olan gönlümün istediğinin olması. 5 lira, 10 lira fazla verip daha iyi hizmet almak, güleryüz ve hüsnükabul görmek isterim, verilen fazla para da helal olsun derim.

Platignum dolmakaleme gelince belki daha önce "Platignum No.5 Studio" hakkında okuduğum A.N. İkizkaya'nın yazdığı inceleme yüzünden o seçeneği eleyip Platignum NO.5 üzerinde karar kılıp kalemi inceledim:

Dolmakalemlerde önemli bir ölçüt ağırlık elbette, çok hafif veya çok ağır kalemlerle yazmak zor oluyor, Platignum No.5 istediğim ağırlıkta, gayet iyi, ucu da oldukça yumuşak bir tarzda yazıyor. Kalemin uç tasarımı çok güzel. Yazım sırasında parmakların kalemi kavradığı noktada parmaklar tam tutunamıyor olsa da alışınca bu duygu geçiyor gibi, bir miktar daha kullanıp bu konudaki fikirlerimi sonra yazıya ekleyeceğim.


Ama kapak zor kapanıyor ve daha da zor bir şekilde açılıyor! Kapağı çıkarmak için bir miktar güç harcamak gerek. Kunt İngiliz tasarımının ürünü olan Platignum No.5 dolmakalemin en kötü yanı bu işte. Gözünü sevdiğim Lamy, Alman mühendisliğinin kılı kırk yaran incelikli tasarımı nedeniyle kolayca açılıp, kolayca kapanıyor oysa. (Artık, her kalemi Lamy ile karşılaştırıp, Lamy daha iyi çıkınca da seviniyorum nedense.)


Mektup'ta Platignum No.5 dolmakalem 45 liraya satılıyor, konuşurken dolmakalemleri sevdiğimi söyleyince "Madem bu kadar seviyorsunuz o zaman kalemi size 40 liraya vereyim" dedi konuştuğum hanımefendi, "tamam" dedim ben de. Dolmakalemi aldım.

(Ama iyi mi ettim bilmiyorum, bir tane daha Lamy Safari alsaydım belki daha iyi olurdu. Fakat insanoğlu bu, çiğ süt içtiğimizden olsa gerek, elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz, belki daha iyisini daha ucuza bulurum diye düşünüp duruyorum ben de bir insan olarak. Ancak artık bu ayki kalem haddimi aştığımdan yeni bir Lamy için 1 Mart gününü bekleyeceğim. Çünkü Lamy'lerimden birini çok akıllı çok sevdiğim bir insana armağan ettim.)

Ek okumalar:

-- Platignum NO.5 Studio

-- Platignum No.5

İlk kullanımdan aylar sonra gelen değerlendirme:  

Ucu fena değil ama bu kalemle yazı yazmak zor, cazibesi olsa da zamanla kayboluyor. Çünkü çok daha iyi kalemler var. Başlangıç için önerebilirim sadece.