07 Temmuz 2012

Defter, Dolmakalem, Kahve

Lamy, Pilot 78G, Sheaffer NoNonsense, Aniki Navigator defter Jimmy Lens, Ina’s 1969 Film, No Flash, Taken with Hipstamatic Lamy Safari, Pilot 78G, Sheaffer NoNonsense, Aniki Navigator defter

Defter, dolmakalem ve kahve üçlüsü adeta bir ayine başlangıç için gereken malzemeler benim için.

Masanın biraz ötesinde çarklar giderek hızlanıyor. Yelkovan aklını yitirmiş, bir yere yetişmeye çalışıyormuş gibi davranıyor. Saniye köle gibi her isteğe evet diyerek koşuyor, kendisine bile faydası yok oysa.

Kahve azalırken, zaman yavaşlıyor, dolmakalem ruhun bir parçası gibi yazdıkça defterdeki sayfalar azalıyor.

Yazı ile zaman arasındaki bağlantıyı görüyorum o güzel saatte.

Zamanla akıyor mürekkep, kağıt zamanla doluyor, el zamanla yazıyor.

Ya aklımıza ne oluyor zamanla? Bilmiyorum.

Zamanla daha çok bildiğimizi zannediyoruz. Belki de bu doğru değildir, belki ağaçlardan, sulardan çok daha az şey biliyoruz.

Ama yazmanın faydası saymakla bitmez, bir mürekkep damlası bile cahilliğimizi, ne kadar az bildiğimizi yüzümüze vuruyor sanki.

O zaman İlhan Berk'ten bir şiir okumak iyi geliyor, işte:

BİR ORMAN

Hanginiz aklınıza getirdiniz.
Benim bir gün insanlığımı
Bitkilere hayvanlara kadar
Bir gün tutup genişleteceğimi
Bütün bu dünyaya saracağımı sonra da

Şu esen rüzgâra bıraktım işte
Yaşayan duyan her şeyimi
Onların hesabına yaşayacaklar bundan sonra
Ellerime saçlarıma kadar
Her şeyim dünyada

İlk defa bu kadar iyi farkediyorum
Bu yüreği param parça uçan kuş
Bu çamur gibi gökyüzü
Bu deniz, bu garip karınca
Cihanda ümit ölmez deyip yaşamışlar

Her şey bir başına yaşamış bundan önce
Toprakta bir başına yürümüş kökler
Gecenin içinde bir başına uzamış ovalar
Yalnızlıklarını duyurmayacağım bundan böyle
Bir daha hiçbirine

Yeni yeni anlıyorum
Her şey şu gecelerin içinde oluyor
Aydınlığa her şey hazır çıkıyor
Su geceleyin yürüyor dikkat ettim
Geceleyin biz uyurken ağaçlara

Hiç unutmam bir gün geç vakit
Tam benim geçtiğim zamana rastlamıştı
Büyüme saati bir ormanın
Şöyle iyice dinlesem sanırım artık
Bütün ormanları büyürken duyarım

Beni beklemişler kardeşçiğim
Beni bu ağaçlar, nehirler, gökyüzü
Geleyim anlatayım diye bir gün kendilerini
Bir kere girdikten sonra şiirlerime
Bilmişler bir daha ölmeyeceklerini

                      ('Günaydın Yeryüzü' kitabından)






28 Mayıs 2012

'El yazım kötü' diyenlere bir öneri

Yazısı kötü olan ve defter kullanmaktan kaçınan dolmakalemseverlere bir önerim var.

Normal bir uç (M) değil de farklı kalınlıkta (mesela B veya 1.1) kesik uç alın.

Yeniden yazmayı bir deneyin, kısa sürede yazı yazmadan duramayacaksınız. :)

http://farm3.staticflickr.com/2199/2272395700_ef9207ba08_b.jpg
The Writer (c) OddBall7

15 Mayıs 2012

'İnsanoğlu kalemden vazgeçemez'

Geçenlerde Posta gazetesinin Cumartesi ekini okurken tam sayfa yapılmış güzel bir röportajla karşılaştım. Ferhan Kaya Poroy, Almanya'ya gidip Faber-Castell'in patronu Anton Wolfgang von Faber-Castell ile konuşmuş.
 
The oldest pencil in the world from the 17th century.
Bilinen en eski kurşunkalemlerden biri (17. yüzyıl)  
 
Almanya'da 1761 yılında Nürnberg yakınlarındaki Stein kasabasında, marangoz Kaspar Faber tarafından üretilen ilk kurşunkalemden bu yana çok uzun zaman geçti. 

Faber-Castell geçtiğimiz yıl 250. yaşını kutladı bile.

Faber-Castell şirketini şimdilerde insanı dehteşe düşüren bir isme sahip Kont Anton Wolfgang Graf von Faber-Castell yönetiyor. Kont, 1978 yılında babası ölünce şirketin yönetimine geçmiş. 

Kont hazretlerinin adı gazetelerin magazin sayfalarını okuyanlara da hiç yabancı gelmeyecektir. Yakın bir tarihte, daha doğrusu 25 Mayıs'ta aileye ait görkemli bir şatoda Melisa Eliyeşil ile Faber-Castell'in veliahtı Charles von Faber Castell evlenecek. (Aslında çift geçen yıl nikah masasına oturmuş ama düğün tarihi bu şekilde ayarlanmış.)

"Peki ama kalemin geleceği ne olacak?"


Herkesin akıllı telefonlarla, tabletler ilgilendiği bir zamanda işte bu önemli sorunun yanıtı öğrenmek istemiş Ferhan Kaya Poroy.

Cevabı da Anton Wolfgang Graf von Faber-Castell'den dinleyelim:
"Evet, teknolojik gelişmelerin insanlar üzerinde etkisi büyük ama kalemden daha fazla değil! İnsanoğlu asla kalem kullanmaktan vazgeçmeyecek. Kalem kişileri, olayları kişiselleştirir, özenin ifadesidir.
Kalemle yazılmış küçük bir notun bile çok kıymetli bir yanı vardır. Her şeyi bilgisayarla yapamayız. Özel notlar, özel mektuplar, davetiyeler, tebrik kartları, bugün yine el yazısıyla yazılıyor. Bu, halen, karşı tarafa saygı göstermek olarak ifade ediliyor.
Yazım gereçlerini kullanmak bir kültürdür, insanları birbirine yakınlaştırır ve daha duygusaldır."

Faber Castell #884 Green Striated