18 Şubat 2022

Karizmatik bir kalem: Montblanc Sir Arthur Conan Doyle

19 Aralık 2021, Milliyet

 

Montblanc, zeki ve karizmatik dedektif Sherlock Holmes ile polisiye edebiyatın en ikonik karakterlerinden birine hayat veren Arthur Conan Doyle adına yeni bir kalem serisi üretti

Yıllar önce Sirkeci’de Büyük Postane’ye açılan sokağın girişindeki saatlerle birlikte kalemlerin de sergilendiği muhteşem bir vitrine dalmıştım. Gözlerimi kırpmadan dolmakalemleri incelediğimi gören arkadaşım “Kalemler ikiye ayrılır” demişti, “Montblanc ve diğerleri”. Elbette bu Leyla ile Mecnun öyküsündeki tutkulu aşığın gözüne perde inmesi sonucu başka hiçbir şey görmemesi ve başka hiçbir şeyden zevk almamasına benziyor. (Zaten arkadaşın yaptığı espri de ünlü bir saat markası için sıkça yapılır.) Şakayı bir kenara bırakırsak Montblanc kalemlerini tutkuyla seven, gözü başka bir şey görmeyen kalemseverler sahiden çoktur. Peki haksızlar diyebilir miyiz? Bu içinden çıkılması zor olan Gordion düğümü benzeri sorunun cevabını kalemseverlere bırakıyorum.

Ernest Hemingway ile 1992’de başlayan ve Montblanc’ın her yıl yeni bir kalem eklediği yazarlar serisi tahmin edileceği gibi edebiyata ve yazıya düşkün olanlarca büyük ilgi görüyor. 2021 yılının yazarı seçilen Arthur Conan Doyle koleksiyonunda iki çeşit tükenmezkalem, kurşunkalem ve klasik piston dolum sistemine sahip dolmakalemler bulunuyor. Değerli mavi-gri renkli reçineden yapılan kalemlerin kapağında ve gövdesinde Sherlock Holmes’un ünlü paltosunun deseni işlenmiş. Aynı zamanda Londra sokaklarına benzetilen bu çizgiler arasında yazarın Kızıl Dosya isimli ilk Sherlock Holmes öyküsünü yazdığı evin bulunduğu “Upper Wimpole” sokağı yazıyor. Sherlock Holmes karakterine ilham veren gerçek bir kişi olan adli tıp uzmanı Dr. Joseph Bell'e bir saygı göstergesi olarak da mavi-gri kalemlerin klipsi J.B. harflerini gösteren bir büyüteç şeklinde tasarlanmış. Dolmakalemin el yapımı altın ucunda Arthur Conan Doyle’un portresi ve Jurassic Park filmine ilham veren Kayıp Dünya kitabındaki uçan dinozorların gravürü işlenmiş.

Sherlock Holmes’un piposuna gönderme yapan tütün renkli seride ise büyüteç altında görülen tazı figürü Baskerville'lerin Köpeği isimli romana bir gönderme. Bu dolmakalemin altın ucunda Arthur Conan Doyle'un portresi ve bir büyüteç figürü kazılı. Her iki seride de kapak üzerinde yazarın imzası bulunuyor. Her Montblanc marka kalemde olduğu gibi kapakların tepesinde karlı Mont Blanc dağını simgeleyen ünlü logo yer alıyor. Dolmakalemin mürekkebi ise kan kırmızı renkte.

07 Ocak 2021

Pelikan 120 ile Zamanda Yolculuk

1 Nisan 1929, Milliyet

Yıl 1929, Harf Devriminin ilk aylarındayız, gazeteciler ve mürettipler yeni çağa uyum sağlamaya çalışıyor.

Bu arada Pelikan 120 de her şeyin yanına yakışıyor galiba.

29 Aralık 2020

2020 Notları


Yine bir yıl sonu muhasebesi yapalım.

Bu sene her zaman hatırlanacak veya hep unutulmak istenen zaman dilimlerinden biri olacak galiba. 

Elbette unutulmayacak bir yıl oldu ama 2021'i de unutmayacağız belki.

Pandemi nedeniyle hayatımızın düzeni hiç olmadığı kadar bozuldu. Salgın hastalık görünmeyen bir düşman gibi hep pusuda bekledi, biz de tedirgin bir şekilde yeni hayatımıza uyum göstermeye çalıştık. 

Her bir sayının bir ömrü simgelediğini unuttuğumuz her gün açıklanan sayısal verileri duyduk, sevdiklerimiz için korktuk, çocuklarımız için endişelendik. Öyle böyle derken "hayat devam ediyor" klişesi tekrarlanıp durdu. Adaletin olmadığı bir dünyada yaşamak çok zor maalesef, işin kötüsü yapılacak bir şey de yok. Tarihi başkaları yapıyor, biz yaşıyoruz.

Belki de bu karanlık düşünceler nedeniyle olmalı, defterlere çok az yazı yazdım, oysa tam tersi olmasını düşünüyordum. Sürekli not aldım. Not almak önemli, uzun uzun yazacak vakit yok.

Yine de mürekkepten kalemden uzak durmak mümkün değil.

Bu yıl çok kitap okudum. 

Özellikle Jaguar Kitap'ın bütün kitaplarını okumak gibi bir hedefle yola çıktım, bilmiyorum yayınevine yetişebilecek miyim? (Bu hayırlı okuma eylemine editörlerinden biri olduğum için değil sahiden Jaguar Kitap muazzam kitaplar yayımladığı için başladım.)


Saatler mi kitaplar mı kalemler mi?

Bu sene saatler kazandı. 

Saatlere ilişkin çok çeviri yaptım. Geçen senelerde çeviriden çok korkuyordum, şimdi ise hoşuma gitmeye başladı. 

Hep dediğim gibi, öğrenmenin sonu yok.

İşte bir yıl daha bitti, bitiyor.

İstesek de istemesek de zamanın kendi hükmü var ve en güçlü olanımızın bile sözünün geçmediğini hepimiz biliyoruz. Yine de güzel şeyler dilemek hayırlıdır.

Okuyanlara, yazanlara, düşünenlere; her zaman taze ve güzel sayfalar açılmasını diliyorum...

Çıkmadık candan umut kesilmezmiş. 

Öyleyse, kalemlerimizi, defterlerimizi ve mürekkep şişelerimizi hazırlayalım.


Yeni yıllar hep geçmişte kalır, sonra bir yenisi gelir. 

Biz saatlerimizi ayarlayalım.