24 Mayıs 2017

Sapiens veya Tarihimizde Hayal Olmuş Hakikatler



Bazen, kalemlerimi kullanmak için kitap okuduğumdan şüpheleniyorum.

Yine de güne ufuk açıcı bir kitapla başlamak gibisi yok.

Çok satan kitaplara her zaman şüpheyle bakarım. Fakat bir arkadaşımda Sapiens kitabını görüp, şöyle bir bakayım derken kitaba dalıp gittim, ardından alıp okumaya karar verdim. Nihayet bu sabah bitirdim. 

Genel izlenimim, Sapiens'in bir tür kılavuz kitap olduğudur. Hemen her konuda yazarın işaret ettiği olaylar ayrıca incelenmeye ve detaylı okumaya çağırıyor insanı.

Sapiens isimli, insan türünün yeryüzündeki kısa ancak dehşet verici tarihini anlatan kitap, tıpkı Tüfek, Mikrop ve Çelik gibi, tıpkı Tik Tak, Zamana Kaçamak Bir Bakış gibi, tıpkı Kaybolma Kılavuzu veya tıpkı Mavi: Bir Rengin Tarihi gibi etkileyici bir eser. Elbette "etkileyici" tanımı kişiden kişiye değişir.





Yukarıda sözü edilen kitaplarla aynı sınıfa girmez belki ama Ahmet Semih Mümtaz'ın, 1948 tarihli Tarihimizde Hayal Olmuş Hakikatler kitabı da bence çok etkileyicidir.


Sapiens kitabında ise basit ama hazmedilmesi güç bilgiler var.

Yazar bugün dert ettiğimiz pek çok konuda bir fikir ileri sürüyor ve çeşitli çıkarımlarda bulunuyor ama kitabın en güzel tarafı bu değil, belli bir noktaya gelince "bilemiyoruz" demesi. Bu açıdan özellikle "Cehaletin Keşfi" bölümü çok ufuk açıcı.

Sapiens kitabında herhangi bir düşünce sistemine (milliyetçilik, dindarlık ve solculuk gibi) yatkın olanların kabul etmekte zorlanacağı, sarsıcı bilgiler ve fikirler var. 

Her şey bir yana, türümüzün hayvanlara yaptığı zulmü okumak da ayrı bir işkence. İnsanlığımdan utandım, bu acıya ve haksızlığa ortak olmamak için vejetaryen olmak gerek.

21 Mayıs 2017

LAMY 2000 İçin Ağıt



Eski bir Lamy 2000 vardı bende. Eski dediysem sahiden eskiydi. İlk çıkan örneklerden biriydi, arkasında minik bir L harfi olan, küçük detaylarıyla yeni çıkan Lamy 2000'lerden ayrılan çok güzel bir dolmakalemdi.

Yıllardır sorulur, hangi kalemi/kalemleri almalıyım diye. Ben de bir kalemseverin elinde muhakkak olması gereken 5-10 tane kalem sayarsam bir tanesi mutlaka Lamy 2000 olur. Çünkü Lamy 2000 bir başyapıttır. Eski yeni fark etmez, Bauhaus okuluna bağlanan tasarımıyla üst düzey bir dolmakalemdir. Hele dandik bir kalemden sonra onunla karşılaştığınızda çağ atlamış gibi olursunuz.

Soldaki benim kayıp kalemim, sağdaki bir arkadaşın yeni nesil Lamy 2000 dolmakalemi.

Uzun zamandır kalemlerimin arasında Lamy 2000 yok maalesef.

Söylemesi zor: Kaybetmişim. 


Aslında önce paniğe kapılmadım. Sakince ve sırayla olabileceği yerleri (gazetedeki masanın çekmeceleri, evdeki kutular...) tek tek aradım. Her hafta sistematik olarak araştırmamı sürdürdüm. Her yere baktım ama yok yok!

Bu hafta arayacak yerlerin tümüne baktığımı anladım ve kahroldum. Bazı şeylerin telafisi yok. (Kaybolan güzel şeylerin en acı veren yanı da bu.)

Kalem deyip geçmeyelim, kaybolup giden değerli hemen her şey gibi yanında alıp götürdüğü bazı şeyler de oluyor.

19 Mayıs 2017

Değişen Kalemsever Değişmeyen Kalem



Kalem değişmiyor, yani ruh olarak değiştiğini söyleyemeyiz.

Ama kalemsever daimi bir çalkantı içindedir.

Eşsiz güzellikteki Postacı (Il Postino) filmi geldi aklıma birden.


Genç Mario, sahilde Neruda ile metafor (istiare) üzerine konuşur ve karşılıklı bir dizi şaşkınlık yaşanır.


Güzel bir kalemle karşılaşan kalemsever de öyle şaşırır işte.

Kalem de insanla karşılaşıyor ya o sıra, eşyanın şaşırdığı vâki değildir.