31 Mayıs 2017

Kütüphanede Kitap Okumanın Olanaksızlığı Üzerine



Geçen gün, izin günümde merak ettiğim bazı kitapları bulmak, okumak için sevdiğim kütüphanelerden biri olan SALT Galata'ya gideyim dedim. Sabah vakti bütün masalar dolmuş, herkes harıl harıl çalışıyordu. Boş bir masa bulamadım. Genç insanlar, üstelik de hafta sonu oturmuş çalışıyorlardı. Sevindim elbette. Çalışkan çocukları kim sevmez? Sonra şöyle bir dolaşıp çıkayım dedim. Şunu gördüm: Meğer daha önce Atatürk Kitaplığı'nda yaşadığım hadise gibiymiş bu çalışkanlık. Bütün masalar dolu ama bir masa hariç hiçbir masada kütüphaneye ait bir kitap yok.

Raflardaki kitaplar ise yerli yerinde duruyor, öğrenciler test çözüyor, ders çalışıyordu.

3 yorum:

  1. Tüm başarıları 120 dakikaya sığdırılan gençlik soru ve test çözmekten zombiye dönmüş durumda bu yüzden sessiz sakin ortam olarak tercih etmişlerdir mutlaka

    YanıtlaSil
  2. Bu sistemin kölesi olmak istemesek bile mecbur bırakılıyoruz bazen... Kütüphaneyi asıl işleviyle kullanan kaç insan kaldı ki? Yine de her gün 3-5 sayfa bile olsa kitap okumayı bırakmamak ve gençlere bu fikri aşılamak gerek. Zira girdikleri sınavlarda başarıya giden yolun esaslarından birinin muhakeme yeteneği olduğunu bilseler ellerindeki test kitaplarını ivedilikle bırakırlardı. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Ferdi Beyin işaret ettiği gibi 120 dk. ya sığan bir gelecek. Sonra mutlu, başarılı ve müreffeh olmaları bekleniyor. Birileri çıldırmış olmalı ya çıldıranlardan birinin çocuklar olmadığı aşikar.

    YanıtlaSil