Bruno Taut'un Crónicas Estilográficas isimli bloguna bilmem hiç bakıyor musunuz?
Çok eğlenceli ve faydalı bir blog.
Bruno kardeş Japon dolmakalem dünyası hakkında hoş bilgiler veriyor.
Geçenlerde işte bu bloga bakarken Japonların ipek kalemlikleri ile ilgili bir yazı okudum.
Kalemseverler bu kalem kılıflarına kimono diyor, ben de şahit oldum. Oysa öyle değilmiş, Japon kadınlarının evlendiklerinde kimonoları üzerinde taşıdıkları içi boş hançer kılıflarından ilham alınan ve ipekten yapılan bu süslü kalem kılıflarına "katana bukuro" (kılıç kını çantası) deniliyormuş.
Aslında özgün olan süslü kılıf şöyle bir şey:
Bu elbette erkeklere özgü törensel bir taşıma yöntemi.
Evlilik töreni için kimono giyen Japon kadınlar ise göğüsleri hizasında kısa bir kılıç, daha doğrusu günümüzde sembolik olarak hançer boyutlarında çok süslü ve bol püsküllü bir kılıf taşıyorlar. (Bruno Bey, bu kılıfın içinin boş olduğunu, karton bir rulo konduğunu söylüyor.)
O da şöyle:
Nihayetinde "kalem kılıçtan keskindir" sözünü hatırlatacak şekilde ortaya çıkan sonuç başka oluyor:
Her milletin kaleme bakışı çok başka, kalemi, mürekkebi taşıma tarzları bile başka.
Kalemin günümüze gelen yolculuğu insanlık tarihi ile birlikte değişen hikayeler içeriyor.
Çok eğlenceli ve faydalı bir blog.
Bruno kardeş Japon dolmakalem dünyası hakkında hoş bilgiler veriyor.
Geçenlerde işte bu bloga bakarken Japonların ipek kalemlikleri ile ilgili bir yazı okudum.
Nakaya kalem kılıfı |
Kalemseverler bu kalem kılıflarına kimono diyor, ben de şahit oldum. Oysa öyle değilmiş, Japon kadınlarının evlendiklerinde kimonoları üzerinde taşıdıkları içi boş hançer kılıflarından ilham alınan ve ipekten yapılan bu süslü kalem kılıflarına "katana bukuro" (kılıç kını çantası) deniliyormuş.
Aslında özgün olan süslü kılıf şöyle bir şey:
Bu elbette erkeklere özgü törensel bir taşıma yöntemi.
Evlilik töreni için kimono giyen Japon kadınlar ise göğüsleri hizasında kısa bir kılıç, daha doğrusu günümüzde sembolik olarak hançer boyutlarında çok süslü ve bol püsküllü bir kılıf taşıyorlar. (Bruno Bey, bu kılıfın içinin boş olduğunu, karton bir rulo konduğunu söylüyor.)
O da şöyle:
Nihayetinde "kalem kılıçtan keskindir" sözünü hatırlatacak şekilde ortaya çıkan sonuç başka oluyor:
Her milletin kaleme bakışı çok başka, kalemi, mürekkebi taşıma tarzları bile başka.
Kalemin günümüze gelen yolculuğu insanlık tarihi ile birlikte değişen hikayeler içeriyor.
Teşekkürler. Okumak kadar yazmak da önemli.
YanıtlaSil