Memduh Şevket Esendal (1883-1952) |
Kısa öykülerin büyük yazarı Memduh Şevket Esendal bir dolmakalem tutkunuymuş. Her gittiği yerden özellikle Parker, Pelikan, Eversharp marka kalemler toplarmış.
(Kızıma Mektuplar, Memduh Şevket Esendal, Derleyen: Muzaffer Uyguner/ Bilgi Yayınları, 2001)
MŞE, kendi öykücülüğünü ve yalın Türkçesini ise şöyle anlatıyor:
“Edebiyatı bilmediğimden, marifetsizliğimden sade yazmışımdır. Bilsem, öyle düpedüz yazar mıyım hiç? Köylü bir şeyi söylerken dikine, olduğu gibi söyler... Neden? Süslemesini bilmez, benzetmesini bilmez, anlatmasını bilmez de ondan... Marifetli insanlar öyle yapmazlar. Sözlerine, yazılarına marifetlerini sokarlar, hünerlerini gösterirler... Aslını sorarsanız marifet hayatın içinde, hayata uymayan bir şeydir. Benim dilim kısa... İstediklerimi anlatabilmek güç.”
(Aktaran Memet Fuat, Varlık, Haziran 1952)
Sade yazmak konusunda kendini kötülüyor gibi görünüyor ama asıl söylemek istediği şey sade yazmanın da bir marifet olduğu. Zaten kısa öykü de ne kadar süslemesiz, sade yazılmışsa o kadar vurucu oluyor. Bütün iyi öykücülerin özeliği bu.
YanıtlaSilMemduh Şevket Esendal, kara mizah yanı güçlü öykülerin yazarı. (Mendil Altında ve Otlakçı öykülerini aradan geçen bunca yıla rağmen hiç unutmadım.) Kendisi çok da mütevazı bir yazar olduğundan hem kendisiyle dalga geçiyor hem de edebiyata ilişkin dünya görüşünü bu vesileyle anlatıyor. Tüm bunları anlatırken "yüksek edebiyat" anlayışı ile alay ettiği de görülüyor.
Sil