Milliyet, 15 Ekim 1963 |
Yoğunluktan henüz Hürriyet'lere bakamadım, bunlar da bir kenarda tuttuğum ilanlardan. Aslında Cumhuriyet gazetesine bakma olanağım olsaydı daha eskiye gidebilirdi ilanlar.
Milliyet, 1 Aralık 1964 |
Nedense benim aklıma 1954 yapımı Sabrina filminde, Paris'te mektup yazan Audrey Hepburn geldi.
Milliyet, 27 Eylül 1985 |
Bu ilanı da çok beğeniyorum. Benzeri az bulunur.
Waterman mürekkepleri ise ayrı bir konu olduğundan başka bir zamana bırakıyorum.
Bu arada yıllardır bakınırım ama kendime uygun bir Waterman bulamadım henüz. Uçları hakkında hep övgü duyduğum için gönlümde yatan markalardan biri. Ne de olsa düzgün çalışan ilk dolmakalemi Waterman icat etti.
Waterman' la uyanmak güzel hele Hepburn üstüne muhteşem bir sos oldu daha dün akşam waterman blue mürekkep ile defter karaladım tabii maviden çok Turkuaza yakın bir renkti bana Akdenizi hatırlattı sağolun üstad
YanıtlaSilTeşekkür ederim Ferdi Bey, ben de Waterman mürekkeplerini çok severim. Şişesi de ayrı bir güzel.
SilEski reklamlarda dolmakalemin sadelik, asalet, kullanım odaklilik, yazmak öncelikli ve mütevazilik yönü ön planda iken günümüz reklamlarında ise albenilik ve hediyelik olma rolü ön planda tutuluyor.
YanıtlaSilEskinin bakış açısının bir ürünü olan mutevazi scriss 419 dan aldığım yazım keyfini günümüz bakış açısının ürünü olan dolmakalemlerden alamıyorum.
Doğan Cem
Kalemin hediye edilmesi bile bana çok hoş bir davranış ama çok haklısınız öne çıkarılması gereken yönü bu değil.
SilMütevazı kalemler çoğaldıkça yazı yazmak da bir zevk halinden bir görgü durumuna geçecek.