Rotring etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rotring etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2019

"Geçen gün ömürdendir"

 
"Yeniyiz zannedende yeniye hiç yer yok, insan eski bir tekrar, eski bir ezber."

 Şule Gürbüz, Öyle miymiş?, s.168

27 Ekim 2018

Natürmort



Kıymetli mürekkepler, gündüz ışığı ile yıkanan Sheaffer NoNonsense, yeni defterler gelene kadar bitmesin diye azar azar yazdığım son Aniki defter ve akşam saatlerinde artık olmayan 2 mandalina.

11 Ocak 2018

Kaybetmek


Ekşi Sözlük'te, "kırkının da kulpu kırık küp" adında şahane bir yazar var. Kendisinin birbiriyle bağlantılı iki yazısını paylaşmak istiyorum. (Mesaj yollanamadığı için izin alamadım.) Okunmasında büyük fayda olduğunu düşündüğüm bu yazıların internet okyanusunda kaybolmasını istemediğim için bloga aktarmak istedim.

Her iki yazıda da ince göndermelere, rintmeşrep tavrına ve Türkçenin güzel kullanımına dikkatinizi çekmek isterim.

Birinci yazı 2011 tarihli Rotring başlığına yazılmış:

(On altı seneden sonra eşyaya methiye beyanındadır.) Ömrümün yarısının şahidi siyah, kurşun kalem. Kardeşimin hediyesi olması dışında alelâdeydi tanışıklığımız, bu kadar uzun bir ahbaplık yapacağımızı kestirmemiştim. liseyi onunla bitirdim. öss ve öys'ye onunla girdim. 7 yıllık lisans hayatım, 4 senelik yüksek lisans yılları onunla noktalandı. gittiğim kurslar, okuduğum kitaplar, altı çizili satırlar, ilk kalem tecrübelerimde onun izi vardı. Birkaç kez kayboldu, sonra buldum. Yıllanan her nesne gibi zamanla kimseye ödünç vermez oldum, hatta kaybederim endişesiyle sadece evde kullanmaya başladım. kırmızı şeridi silineli çok oldu, ucundaki metal kısmın rengi bakırlaştı, çokça tutukluk yapıyor.**. Her şey yerli yerinde diyor Tanpınar, öylece bıraktığı gibi bulabilmenin huzuruyla. Kalem belki her şeyden çok bu hülasanın içinde.
*Sonradan gelen akıl: (bkz: ince Rotring)*


İkinci yazı ise çok yeni ve kaybetmek başlığına konmuş:

Her şeyin bolca bulunmadığı bir devrin çocuğu olarak kaybetmek lükstü bizim için. Kardeşlerimle okul hayatımız boyunca kaybettiğimiz kalem, silgi, kalemtıraş gibi nesnelerin sayısının toplamı, bir elin parmaklarını anca bulurdu bu yüzden. kaybetmek, ya dikkatsizlik ya hovardalık yahut malına sahip çıkmamakla eşdeğerdi ailelerin gözünde. Sade kaybetmek değil, bir çanta, giysi veya ayakkabı ancak kullanılamayacak hâle gelirse, yenisiyle değiştirilirdi. Tabii bunun görece ne kadar kısa sürede o hâle geldiği de bir akşam paparasının konusu olabilirdi.
Ekmeğin, tüpün karneye bağlandığı zamanları bilen ebeveynlerde (sadece yoksullar değil orta hallilerin büyük kısmında) bu tutumluluk bir itiyat hâlini almıştı, onlardan da çocuklarına geçti. Nesneye hoyrat davranmama alışkanlığını edindiren bu tutumu pek de suçlayamıyorum bugünden baktığımda. Nesneye böyle davranmayı öğrenen, canlıya da benzer bir ihtimamla yaklaşmayı öğrenebilir düşüncesindeyim.
Öte yandan bu durumun bir tehlikesi de vardır: Zamanla sahip olunan eşyaya (şeylere) yani gelip-geçici olana bağlanmak. Bir sufi bir yerde üç günden fazla durmazmış, o yere bağlanır diye. Onun gibi. "Bu şeyin hiç kullanmasam da burada durmasına alışkınım, o halde burada durmalı". Kullanım değeri olmasa da nesneleri biriktirmek, bu nesnelere adeta çeşitli dönemlerin hafızasını yüklemektir aslında.
Geçen gün 9 yaşındaki yeğenim geldi, silgisini kaybetmiş. 5 tane varmış ve hepsini teker teker kaybettiği için onda hiç kalmamış, dersini yapacakmış, benimkini alabilir miymiş. Bendeki silgiyi ne zaman aldığımı hatırlamıyorum, ama yüksek lisanstayken kullandığımı biliyorum, demek ki en az on iki yıllık. Verirsem kaybedeceğini adım gibi biliyorum. Eski bir nesne olduğunu ve kaybetmemesini tembih ederek silgiyi verdim. "Bir silgi için amma tatava yaptın" diyen arkadaşlara tam bu noktada selam ediyorum, mevzu bu değil sevgili arkadaşlar. Yeğenim aradan geçen iki gün içinde tam da beklediğim gibi, silgiyi kaybetmiş ve özür dilemeye geldi. "Canın sağolsun, senden kıymetli değil canım" dedim. Bunu içim son derece rahat dediğim için mutlu oldum. Mevzu bu olabilir.

30 Aralık 2016

Lamy, Rotring ve çini mürekkebi ile bir deney



Çini mürekkebini ve teknik kalemleri (rapido) çok sevdiğimi daha önce yazmıştım. Ancak rapido kullanmak öyle pek kolay değildir. Birincisi kalemi dik tutmak gerekiyor. Bu aslında güzel bir durum, dolmakalem gibi tutmamak benim hoşuma gidiyor, çünkü kalemin bir yazı karakteri, bir şahsiyeti var. Isograph, rapidograph ve gördüğüm en ilginç fikirlerden birini taşıyan rapidomat isimli çözümleriyle bu konuda en yaratıcı çalışmalar Rotring firmasına aittir. (Rotring firması ürünlerinde Bauhaus sanat ve tasarım okulunun en iyi takipçilerinden biridir. Bauhaus felsefesi, temelinde sanatı, zanaatkârlığı ve endüstri devrimini bir araya getiren efsane bir düşünce sistemidir.) 

Bir Isograph'ın iç kesiti. (Ülkemizde Rotring'in Isograph modeli daha çok bulunuyor. Rapidograph modeli ise neredeyse hiç yok (en azından bunca yıldır ben görmedim). Bu iki model arasında ise önemli farklılıklar var. Yanlış olarak mürekkep haznesi bulunan Isograph'lara, kartuşla kullanılan bir model olan Rapidograph'lardan  ilham alınarak "rapido" denilmektedir.)

Ne var ki teknik kalemler, mürekkepli kalemler sınıfı içinde farklı bir kalem türü olduğundan çizim yapanlar dışında pek kendini gösteremedi. Şirketlerde, atölyelerde, çalışma masalarındaki çekmecelerde unutulan teknik kalemler, pratik bir çözüm olan dolmakalemlerin yanında hiç durmadı, çünkü onlar başka dünyaların kalemleriydi. 


Rotring Tintenkuli, 1955

Sonra yine bir Rotring icadı olan Tintenkuli çıktı piyasaya. Ucu teknik kaleme, gövdesi ise dolmakaleme benzeyen iki dünya arasında müstesna bir köprüydü Tintenkuli

Rotring Heritage 1998

Rotring bu geçmişini çeşitli güzelliklerle yâd etmesini bilmiş saygıdeğer bir şirket, hastasıyım orası ayrı ancak ben bir başka Alman'dan Lamy'den söz etmek istiyorum. Çünkü bütün bu uzun girizgâhtan sonra anlatmak istediğim şey başka. Senelerdir kullandığım ve çok alıştığım bir Lamy Al-star kalemimde beni rahatsız eden küçük bir sorun vardı. Lamy efendi mürekkebi neredeyse kovayla kâğıda döküyordu. İşin ilginci diğer Lamy'lerde böyle bir sorun yok. 

Bugünkü notlarım, daha sonra üzerine yazacağım bir tipografi kitabı üzerine. 

Ben de çok daha yoğun bir mürekkep arayışına girmiştim, uzun zamandır aradığım şeyi bulamamıştım. Rotring'in çini mürekkebiyle kullandığım Faber-Castell'in teknik kalemiyle yazarken aklıma geldi. Meğer çözüm zaten yanımda duruyormuş. Tasarımına hayran olduğum boş bir Waterman şişesine çini mürekkebini döktüm ve korkunç deneyimi yaptım. Tabii korkudan içine çok az saf su kattım. 

Neyse ki korktuğum şey olmadı. Dolmakalemim gayet güzel ve akıcı yazıyor. Lamy'da kesin bir arıza var, yoksa bir dolmakaleme çini mürekkebi doldurmak o kalemin idam fermanını imzalamak gibi bir şeydir. Ben kanalların olması gerektiğinden büyük olduğunu düşünüyordum. Ancak geçenlerde bu konularda bilirkişi olan üstadımız Ali İkizkaya'yı arayıp durumu anlattım. Kendisi damakta bir çatlak veya benzeri bir sorun nedeniyle bu durumun olabileceğini söyleyince küçük bir aydınlanma yaşadım.


Mükemmel üçlü: dolmakalem (Lamy Al-star), defter (Aniki), kitap (bir tipografi kitabı).

Kaç gündür gayet güzel bir şekilde yazıyorum, tek sorun kapağı açık unutunca yoğunluğu yüksek olduğu için mürekkebin kurumasından ibaret. Lakin yazı yazdıktan sonra hemen kapağı kapatmayı ihmal etmeyince böyle bir sıkıntıyla karşılaşmak mümkün değil. Yeni yıla sevdiğim bir mürekkeple gireceğim anlaşılan. 

Gutenberg'in matbaacılıkta kullandığı ilk yazı karakteri üzerinde çini mürekkebi dolu bir dolmakalem.

Dilerim, gelen gideni aratmasın, iyi seneler olsun.

26 Kasım 2010

Rotring Brillant



Rotring Brillant çok güzel bir mürekkepmiş. Siyah olanı aldım ve adı gibi parlak bir siyah renge sahip çıktı, fiyatı da kalitesine göre çok iyi, sadece 10 lira verdim. Dün Parker Quink Black almıştım (7,5 lira, 57ml yeni logolu şişe) fakat yazmaya başlayınca mavi-siyah (blue-black) olduğunu gördüm. Bu açıdan bakınca Rotring'in mürekkebi insanı aldatmayan cinsten. Sheaffer de aynı Parker gibi tam siyah değil, neredeyse gri diyebileceğim melankolik bir tona sahip. Rotring'den sonra şimdiye kadar gördüğüm en güzel siyah renge Caran d'Ache'ta rastladım. Caran d'Ache'ın fiyatı ise 25 lira. (Yeni şık ağır cam şişelerdekiler ise 35 lira civarında.)

Satıcıların çoğunu gezdim ve mürekkep konusunda iyi olan, elinde yeterince çeşidi olana rastlamadım henüz. Hangi dükkana giderseniz gidin fazla çeşit bulamıyorsunuz. En fazla mürekkep barındıran yerde ise bir Herbin çeşitleri vardı, orada da diğer markalar yoktu.

Kırtasiyeciler mürekkebe gereken önemi vermiyor ve çeşit bulundurmuyor.

22 Eylül 2010

Teknik çizim kalemiyle şiir yazmak






Fotoğraftaki kalem 2 mm incelikte bir uç taşıdığından dolayı her an kırılacakmış gibi bir izlenim verse de son derece sağlamdır aslında. Teknik kalemlerin en büyük düşmanı bu tür kalemleri kullanmayı bilmeyenlerdir. Yere düştüklerinde de uçları hasar görürse kullanılmayabilirler fakat bu her türlü kalem için geçerlidir.


Teknik kalemlerle yazı yazmaya çok alıştığımdan günlük kullanım için öncelikli kalemlerim arasında ilk sırada gelirdi, fakat artık Scrikss 17 ve diğer dolmakalemlerin ağırlık kazanmasından sonra hem çini mürekkebini çok sevdiğimden hem de teknik kalemlerin farklı duruşundan hoşlandığım için her zaman yanımda bir tane bulunduruyorum (0.4 veya 0.5 ikisi de güzel).


Rotring'ten ise yıllar önce vazgeçtim (kalitesinden dolayı değil) günlük kullanımda problem yarattığından dolayı Rotring'den uzaklaştım. Çini mürekkebi havayla temas ettiğinde çabuk kuruyan bir mürekkep, kapağı açık bırakılınca ucu da tıkanıyor haliyle. Daha kötüsü kapağı açık bırakmasanız da bir süre sonra kuruma oluyor. Rotring (belki yeni nesil rapidograflarda durum değişmiştir bilemiyorum) eskiden ucu çabuk tıkanan bir kalemdi (15-20 yıl öncesinden söz ediyorum, o zamanlar öyleydi) dolayısıyla sürekli ucunu sallamak gerekiyordu, bu da beni rahatsız ediyordu.


Oysa rapidonun mucidi Rotring'tir aslında (1953). Fakat ben kişisel olarak Faber Castell kullanmayı tercih ediyorum, bu tercih günlük kullanımla ilgili, mimar filan olmadığım için bana gerekli olan şey yazmaya hazır ve içinde iyi bir mürekkep barındıran bir kalem. 


Faber Castell mühendisleri ise ucun her daim ıslak kalmasını sağlayan bir yol bulmuşlar.





Kapağın ucundaki minik vidalı parçayı çıkarıp bir damla su döküyorsunuz, sonra bu kısım suyu emiyor ve yerine vidaladığınızda ucun hep ıslak olmasını sağlıyor. Böylece kalemi sallamaya gerek olmuyor. (Bu arada kapağın içinde ucun ıslak kalmasını sağlayan iki minik plastik top var, bir inceleyin derim, bu kalemi sökmesi çok eğlenceli.)
 

Rotring sevgim ise mürekkep halinde sürüyor, bütün Faber-Castell teknik kalemlerimde Rotring çini mürekkebi kullanıyorum, çok memnunum. 

Ayrıca teknik çizim kalemleriyle resimden anlamayanlara bile resim yaptırır bu kalemler, şiir de yazdırdığı görülmüştür.